Türkiye 2025 yılında bulut bilişim kullanım oranlarını orta ve büyük ölçekli işletmeler için minimum %60’ın üzerine çıkarmayı hedefliyor. Bu kararlılık dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerine de yeşil ışık yakıyor. Son olarak dünyanın 190’dan fazla ülkesine bulut çözümleri sunan Zoho, Türkiye pazarındaki etkinliğini artırma kararı aldığını duyurdu.
Ülkemizin dijital dönüşümdeki kararlılığı ve yeni teknolojileri benimseme kabiliyeti, uluslararası arenada teknoloji şirketlerinin de ilgisini çekiyor. Son olarak dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden Zoho, rotasını Türkiye’ye çevirme kararı aldığını duyurdu. Başta CRM olmak üzere 50’den fazla ürünüyle şirketlerin tüm faaliyet alanlarına dair bulut çözümler sunan ve fayda/maliyet avantajıyla öne çıkan Zoho, Türkiye’de faaliyetlerini artırma kararı aldı.
Bu kararın temelindeki gerekçeyi açıklayan Zoho Avrupa Yönetici Direktörü Sridhar Iyengar, “Son birkaç yılda, Türkiye’de ürünlerimizi kullanan ve yatırım yapmaya değer gören müşteri sayımız hızla arttı. Türkiye’deki işletmeler hızla buluta geçiyor ve Zoho’nun geniş ürün yelpazesi ile esnek lisanslama modelleri pek çok şirket için en uygun teknolojik altyapıyı sunuyor. Bu ivmelenme Zoho’nun güvenilir bir iş ortağı olarak Türkiye pazarında vites büyütmesini sağladı” diye konuştu.
Türkiye’nin dijital dönüşüm hedeflerinin de aldıkları kararda etkili olduğunu söyleyen Sridhar Iyengar, “Türkiye’deki şirketlerin en az %60’ının 2025 yılında iş süreçlerini dijitalleştirmesi hedefleniyor. Bugünkü tabloya baktığımızda ise 250 ve üzeri çalışanı olan şirketlerde dijital dönüşüm süreçlerine adım atanların oranının yalnızca %40 olduğunu görüyoruz. Şu ana kadar Türkiye pazarında yaptığımız gözlemler ise ülkedeki dijital hareket kabiliyetinin bu oranları çok daha yukarılara taşıyacak güçte olduğu yönünde. Bu nedenle, uzun süredir Türkiye’deki işletmelerin güvendiği bir bulut çözüm sağlayıcısı olarak şimdi üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek ve Türkiye’yi hedeflerine ulaştıracak tüm profesyonel yapılara destek olmak istiyoruz” dedi.
Zoho Avrupa Pazarlama Müdürü Suvish Viswanathan, Türkiye pazarındaki hedeflerini şöyle aktardı: “Dünya çapında 15 ofisimiz, 9 bin çalışanımızla toplam 60 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veriyor, Türkiye’de ise bağlayıcı sözleşmelerin olmadığı, ‘fiyat performans’ ürünü niteliğindeki satış ve pazarlama araçlarımızla öne çıkıyoruz. Sektör bağımsız tüm şirketlerin etkin bir şekilde yönetilmesine imkan veren ve 40’ı aşkın çözümü basitleştirilmiş bir arayüzden sunan işletim sistemi Zoho One ve çağın gereklerine uygun bir müşteri ilişkileri yönetimiyle müşteri memnuniyetini optimize eden CRM çözümümüz bunların başında yer alıyor. Kolay entegrasyon, esnek fiyatlandırma, özelleştirme, küresel ve yerel destek, IOS ve Android dahil tüm cihazlardan erişim gibi pek çok avantaj sunuyor. Türkiye’de 8 yılı aşkın süredir Zoho ürünlerini pazara sunan Cloudyflex gibi iş ortaklarımız ile ekosistemimiz hızla büyüyor. Öte yandan Türkiye’deki kullanıcı topluluğumuz, iş ortaklarımız ve müşterilerimizle bağlarımızı Zoho MeetUps gibi etkinliklerle sürekli güçlendiriyoruz. Pandeminin etkisiyle Türkiye’de bulut tabanlı uygulamalara ilk kez geçiş yapacak işletmelere, iş ortaklarımızla birlikte bu yolculuklarında doğru adımları atmaları için destek olmak ve yalnızca bir çözüm sağlayıcı değil bir eğitici olarak da yanlarında yürümeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Türkiye’de pandemiyle birlikte hızlanan dijital dönüşüm, kazandığı ivmeyi sürdürüyor. KPMG tarafından hazırlanan “Dijitalleşme Yolunda Türkiye 2021 Raporu”na göre, Türkiye’deki her 10 şirketten altısı birden fazla akıllı otomasyon teknolojisi kullanıyor. Türk CEO’ların %67’si kullanmaya başladıkları dijital işbirliği araçlarını kullanmaya devam edeceklerini ve geliştireceklerini söylüyor. Akıllı otomasyon harcamalarının dağılımına bakıldığında finans ve muhasebe 52,5 milyon dolar ile ilk sırada yer alırken onu denetim ve kontrol, endüstri spesifik çözümler, bilgi teknolojileri, tedarik zinciri ve insan kaynaklarının takip ettiği görülüyor. 2025 yılında ise bulut bilişim kullanım oranlarının orta ve büyük ölçekli işletmeler için minimum %60’ın üstüne çıkarılması hedefleniyor.
