Ara Tatil Çocukların Ruhsal Tedavisi İçin Fırsat Olabilir. Pandemi nedeniyle karşı karşıya eğitimden uzak kalmanın, toplumsal ve romantik güçlükleri olan çocuklar üstünde negatif etkilerinin hala devam edebileceğini belirten uzmanlar, ara tatilin bu sorunların tespiti ve çözümü için bir fırsat olarak değerlendirilmesini öneri ediyor. Uzmanlar, bu dönemden en çok DEHB, otizm ve disleksi gibi nörogelişimsel sorunları olan evlatların etkilendiğini vurguluyor. Uzmanlar, ev ortamına da taşınan ve anne babayla yoğun çatışmaya sebep olan bu güçlüklerin tedavi edilmediği takdirde depresyon belirtilerine ve öğrenim yaşamının sona ermesi şeklinde oldukca ciddi güçlüklere yol açacağı uyarısında bulunuyor.
Yaklaşık 1,5 sene devam eden uzaktan eğitimin peşinden okula yeniden süregelen milyonlarca talebe için birinci dönem ara tatili 15 Kasım 2021 Pazartesi günü başlıyor. 19 Kasım 2021 Cuma sona erecek olan ara tatilin çocuğun psikolojik ihtiyaçlarının karşılanması açısından önemi büyük.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, yaklaşan ara tatilin evlatların gelişimlerinde ortaya çıkan psikolojik problemlerin tespiti ve çözümü konusunda bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylemiş oldu. Covid-19 pandemisi ile birlikte devletimizde 16 Mart 2020’de karşı karşıya öğrenime ara verildiğini, uzun süreli online tahsil dönemi sonrası yaz tatiline girildiğini hatırlatan Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, 6 Eylül 2021’de yine karşı karşıya öğrenime geçildiğini kaydetti.
Sosyal ve duygusal destekten mahrum kaldılar
Pandemi periyodunun çocuklar ve ergenler üzerine etkilerini inceleyen incelemelerde ortaya çıkan sonuçlara dikkat çeken Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, şunları söyledi:
“Sosyal yalıtım, yakın kişilerin kaybı ya da hastalanması, akran etkileşiminin azalması, varolan rutinlerin kaybı, artan monitör maruziyeti, uyku ve beslenme sorunları, azalmış fiziksel aktivite ile ilişkili olarak değişen yaşam tarzının çocuklarda başta kaygı bozuklukları ve depresyon olmak suretiyle psikiyatrik sorunların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Ayrıca varolan sadece eşik altı dediğimiz çocuğun yahut gencin işlevselliğini anlamlı olarak etkilemeyen ruhsal belirtilerin şiddetlenmesine neden olmuştur. Sağlık sistemlerine ulaşım her ne kadar mümkün olsa da bu zamanda çocuk ve ergenlerin bir çok, yaşadıkları ruhsal belirtilerle başbaşa kalmış ve okul şeklinde mühim bir sosyal ve romantik destek mekanizmasından da mahrum kalmışlardır.”
Online eğitimde motivasyon kaybı yaşadılar
Okulun olmayışının başta DEHB, otizm ve disleksi benzer biçimde nörogelişimsel sorunları olan çocukların akademik olarak hak ettikleri desteğe erişimlerini de güçleştirdiğini kaydeden Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, “Halihazırda ders uyum problemi olan bu evlatların bilimsel nitelikli performanslarının düşmesine niçin olmuştur. Okulun sunduğu sosyalleşme ortamı, bir çocuğun ve gencin hayatında kendilik becerilerinin kazanımı ve hüviyet gelişimi açısından olmasa olmaz bir faktördür. Okul öte taraftan aile ikliminin haricinde çocuğa sınır ve sorumluluk duygusunun aşılandığı, topluluk içi kuralların içselleştirildiği bir ortamdır. Neredeyse 1.5 yıl süresince bu yapılandırılmış ortamdan uzak kalan çocuk ve gençler, akademik olarak online eğitimde ciddi bir motivasyon kaybı yaşamışlar ve daha da önemlisi sahip oldukları akran ilişkilerini ve romantik toplumsal bağları kaybetmekle yüz yüze gelmişlerdir.” dedi.
Yüz yüze eğitimde ahenk güçlükleri yaşandı
Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, pandemi döneminde ortaya çıkan depresif bulgular, sağlık ve öteki konularla ilişkili kaygı emareleri, sosyalleşme güçlükleri, dikkat sorunları, ekran bağımlılığı, dürtü ve alışkanlık kontrol sorunları, öğrenme ilişkili zorluklar pandemi döneminde desteklenmemiş ve profesyonel yardım alınmamışsa hızla başlayan yüz yüze eğtimle birlikte sınavlar ve ödevlerle gündemi daha da yoğunlaşan çocuk için ciddi bir uyum güçlüğü oluşturacağını vurguladı.
Ebeveynle çatışmaya yol açan güçlükler tedavi edilmelidir
Bu dönemde ortaya çıkan sorunların belirlenmesinin ve çözüm üretilmesinin önemine işaret eden Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, şunları söylemiş oldu:
“Yüz yüze tahsile geçilen bu dönemde toplumsal ve romantik güçlükleri olan çocukların okula gitmek istememe, vecibe yapamama ve okul reddi gibi problemler yaşamaları kaçınılmazdır. Ev ortamına da taşınan ve anne babayla yoğun çatışmaya sebep olan bu güçlükler tedavi edilmediği takdirde depresyon belirtilerine ve öğrenim hayatının sona ermesi gibi fazlaca ciddi güçlüklere yol açacaktır. Öte yandan toplumsal güçlükleri olan çocuklarda tekrar derslik ve akran ortamına uyum sağlamak, öteki küçüklere göre oldukça zor olsa gerek bu da içe kapanma, derse katılmamama, sınavlardan düşük not alma gibi sorunlara yol açabilir ve var olan endişe emarelerini daha da kötüleştirebilir.”
DEHB’li küçüklere destek verilmesi mühim
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu sorunu olan çocukların, okulun yapılandırılmış ortamına ve net sınır ve kurallara en fazlaca gereksinim duyan öbek bulunduğunu vurgulayan Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, “Uzun süre evde çerçevesiz bir ortamda ebeveynleri ile veya bir tek kalan bu çocuklar okulun kurallı ortamına ve disiplinine özellikle ilk zamanlarda ahenk sağlamakta zorlanabilir ve bu durum derslik ve okul ortamında huy problemleri olarak kendini izah edebilir. Uygun destek verilmediğinde okul ve akranları tarafınca etiketlenebilmeleri bu evlatları okul ortamında da uzaklaştırabilir.” uyarısında bulundu.
Bu tavsiyelere kulak verin!
Yaşanan pandemi periyodunun ebeveynleri de gerek maddi gerekse duygusal açıdan oldukça zorlayan, ek yükler getiren ve anne baba çocuk ilişkisinin negatif etkilendiği bir süreç olduğunu kaydeden Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, ailelere şu tavsiyelerde bulundu: “Ebeveynler çocuklarının pandemi öncesi ve sürecindeki durumunu en iyi gözlemleyen kişiler olarak çocuk veya gençte özellikle karşı karşıya öğrenim sürecinde artan ahenk ve huy sorunları varsa çocukları ile yaşadıkları romantik ve akademik sorunları aleni bir halde konuşmalıdır. Yüz yüze eğitimle beraber gün içi aktiviteleri, ekran süresini, uyku düzeninini ve ders saatlerini tekrar yapılandırması konusunda çocuğa destek olmalı, yargılayıcı olmadan bu sorunların çözülmesinin zaman alabileceğini unutmamalıdır.”
Ara tatil bir fırsat olarak değerlendirilmeli
Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, yeni bir döneme yeniden uyumlanma dönemi olarak değerlendirilebilecek ara dinlence sürecinin ise gerek ev içi gerekse okulda çocuğun yaşadığı sorunları net olarak saptamak, okul rehberliğinden yardımcı almak ve gerekiyorsa bir çocuk ergen ruh sağlığı uzmanı ile görüşmek benzer biçimde değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)